Muhtasar Kur'an-ı Kerim Tefsiri Türkçe Meali

مركز تفسير القرن الخامس عشر الهجري

صفحة 591

وَٱلسَّمَآءِ وَٱلطَّارِقِ١

1- Yüce Allah, gökyüzüne ve gece doğan yıldıza yemin etmiştir.

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا ٱلطَّارِقُ٢

2- -Ey Peygamber!- Bu büyük yıldızın durumunu sana ne öğretti?

ٱلنَّجۡمُ ٱلثَّاقِبُ٣

3- O, parıldayan ışığıyla gökyüzünü delen bir yıldızdır.

إِن كُلُّ نَفۡسٖ لَّمَّا عَلَيۡهَا حَافِظٞ٤

4- Allah Teâlâ, kıyamet günü hesap vermesi için her bir kişiye amellerini kaydeden bir melek görevlendirmiştir.

فَلۡيَنظُرِ ٱلۡإِنسَٰنُ مِمَّ خُلِقَ٥

5- Öyleyse insan, Allah’ın kudreti ve insanoğlunun acizliği ortaya çıksın diye Allah'ın onu neyden yarattığını bir düşünsün.

خُلِقَ مِن مَّآءٖ دَافِقٖ٦

6- Allah; onu, fışkırarak rahme akıtılan bir sudan yarattı.

يَخۡرُجُ مِنۢ بَيۡنِ ٱلصُّلۡبِ وَٱلتَّرَآئِبِ٧

7- Bu su, erkeğin omurilik kemiğiyle göğüs kemiklerinin arasından çıkar.

إِنَّهُۥ عَلَىٰ رَجۡعِهِۦ لَقَادِرٞ٨

8- Allah -Subhânehu ve Teâlâ- onu, bu hakir sudan yaratabiliyorsa, elbette ölümünün ardından hesaba çekmek için onu diri olarak yeniden yaratmaya da kadirdir.

يَوۡمَ تُبۡلَى ٱلسَّرَآئِرُ٩

9- O gün bütün sırlar sınanır, kalplerin gizlediği niyetler, inançlar ve bunların dışında diğer şeyler ortaya çıkarılır ve salih olanların fasit olanlardan ayrılır.

فَمَا لَهُۥ مِن قُوَّةٖ وَلَا نَاصِرٖ١٠

10- O gün, insanın Allah’ın azabından imtina edebileceği bir gücü ve kendisine yardım edebilecek hiçbir yardımcısı yoktur.

وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلرَّجۡعِ١١

11- Allah Teâlâ yağmurlu gökyüzüne yemin etmiştir. Çünkü yağmur, her seferinde o cihetten yağar.

وَٱلۡأَرۡضِ ذَاتِ ٱلصَّدۡعِ١٢

12- Ve içinde bulunan bitki, ürün/meyve ve ağaçlardan ötürü yarılan toprağa yemin etmiştir.

إِنَّهُۥ لَقَوۡلٞ فَصۡلٞ١٣

13- Şüphesiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e indirilmiş olan bu Kur’an, hakkı batıldan ve doğruyu yanlışı birbirinden ayıran bir sözdür.

وَمَا هُوَ بِٱلۡهَزۡلِ١٤

14- O, bir eğlence ve yalan değildir, bilâkis bir ciddiyet ve gerçektir.

إِنَّهُمۡ يَكِيدُونَ كَيۡدٗا١٥

15- Peygamberlerinin getirdiğini yalanlayanlar, onun davetine engel olmak ve ortadan kaldırmak için bir çok tuzaklar kuruyorlar.

وَأَكِيدُ كَيۡدٗا١٦

16- Ve ben de, hak dinin ortaya çıkması ve batılın çürüyüp yok olması için bir tuzak kuruyorum.

فَمَهِّلِ ٱلۡكَٰفِرِينَ أَمۡهِلۡهُمۡ رُوَيۡدَۢا١٧

17- -Ey Peygamber!- Bu kâfirlere mühlet ver ve onlara biraz zaman tanı! Onların azap görmesi ve helâk olması için acele etme.